Kayıtlar

Nisan, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Harun Öz | Kaldırımlar Şiiri Seslendirme

  (Dinlemek için tıklayınız) Necip Fazıl Kısakürek Kaldırımlar-1   Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa saplanan noktasında, Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.   Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık; Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık; Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.   İçimde damla damla bir korku birikiyor; Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler... Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor; Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.   Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi; Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır. Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi; Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.   Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta; Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum! Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta; Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!   Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yo

İnci Vildan Tuymaz | Mahşerden Aydınlığa

-Dinlemek için tıklayınız- Bu yazı "18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü Şiir ve Kompozisyon Yarışması"nda Bayrampaşa ilçe 1. si seçilmiştir. 16.03.2021 Yürüyorum kahrolarak şehit kokulu yollarında Çanakkale’nin. Hislerimde çiçekler açıyor soluk renklerde attığım her adımın başında. Kokusu kazınıyor Kudüs gibi kutsalın, zihnime acısı kurşunların, ellerime ise kanı yavrusunun Çanakkale’nin. Çıkamıyorum tahayyülünden ayaklarıma değen toprağın. Öyle bir toprak, her karışında şehadet öncesi gözyaşları… Her birine karışsın benim de gözyaşım.  Soluyunca havasını anlamak gerek neden böylesine ağıt kokar Çanakkale. Rüzgarında feryatlar eser Gelibolu’nun. Seddülbahir’de hala son dualar duyulur. Anafartalar’da bastığın her adımda hissedersin ayaklarının altında neler bittiğini, tabanlarını yakmalı düşman ateşinin hatırası. Arıburnu’na saldıran Anzak gibi gözü kör eden bir acımasızlığa tutulmalı yüreğin.  Sene 1915, nereden bilinebilirdi böylesine eşsiz bir savaşın hilâli beklediği

Nida Çınar | Asma Kalbin Gölgesinde

Bu yazı"Kudüs Konulu Hikaye Yarışması"nda Anadolu İmam Hatip Liseleri arasında  Türkiye 10.su seçilmiştir. 23.06.2020 Ebva kokuyor etraf. Camların saydamlığı kalplerine emanet edilirken, yeşilin en sefiri tonlarında bir buğulanma tütsüsü. Sokak lambaları ayın hizasında, kaldırım taşları sükun etekleri. Bense bu ıssızlığın, gelmediği coğrafyalardan gitmeye çalışan virane ruhuyum. Söylediklerimi rastlantı saymayın. ‘Coğrafya kaderdir.’ dayatmasını naçiz bedenimde hissettim hissedeli giderim kendimden, hem de henüz kendime bile gelememişken. Varlığın dokunulmazlığı düşüncesi nabızlarımızı dokuz/sekizlik bir ritme tabi tutarken, damarlarımda dolaşan yanık halk musikisini duyar gibiydim. İlmi dürtülerimizi bir kenara fırlatıp hiçliğin ehemmiyetine odaklandığımızdaysa sonuç muazzamdı.   Yere   uzanmış  kaldırım taşı , öylece beni izliyor; üzerine sinip yükünden sebep mesleği haline gelmiş Hıttin’den    kalma kan kokusunu protesto ediyordu. Yükü ağırdı, neticede bedenini çevreleyen

Sude Üçüncü | Kahramanım Ben'im

(Dinlemek için tıklayın) Bir zamanlar sorumluluklarını bilen ve yerine getiren, yaşam düzenine sahip biri olsam da pandemi süreciyle birlikte yaşadığım üzüntülü düşüşü ve kendimi nasıl toparladığımı, arkadaşlarıma da faydası olur düşüncesiyle paylaşmak istiyorum. Birinci sınavlar  ö ncesinde derslere giriyordum ve sınav haftasında da sınavlara  ç alıştım. Tabi ki ben de  ç oğu kişide olduğu gibi canlı derslerden tam verim alamıyordum. Bir zaman sonra  ç ok sıkılmaya başladım. Ders saati gelince uyanıyor, pijamalarla uykulu ve yorgun bir şekilde derse giriyor, 8 ders boyunca telefonun başında, loş bir odadaki masada derslere girmeye  ç alışıyordum. Birinci sınavlara kadar b ö yle devam etti. Birinci sınavlardan sonra ara tatil oldu. Tatilden sonra dersleri boşlamaya, derslere girmemeye başladım. Sabah uyanamıyordum ilk dersleri ka ç ırınca diğer derslere de giresim gelmiyordu. Bu şekilde bir kısır d ö ng ü ye girdim. Ailemin,  ö ğretmenlerimin en  ö nemlisi kendimin bildiği, tanıdığı ki